07.08.2017

6 Dakikalık Okuma Süresi

Girişimcilik röportajı: Aslı Kurul Endeavor'ı Anlattı

tunca ucer

Tunca Üçer

İçerik Pazarlaması Uzmanı

"Girişimcilerde kuşkuculuk ve güvensizlik oldukça yaygın. İş fikri ile ilgili kaygılar, yatırım sürecinde yatırımcıya dair duyulan kaygılar gibi… Karşıdaki insanın niyetinden emin olamamak, “Kazıklanıyor muyum?” diye düşünmek, “Fikrim çalınır mı?” korkusu." Endeavor'dan Aslı Kurul Türkiye'de gelişen girişimcilik ekosistemini anlattı.

aslı kurul röportaj

 

Endeavor nedir ne yapar? Girişimcilere neler vadediyorsunuz?

Endeavor kar amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş. Türkiye’de 2006 sonu 2007 başı kuruldu. Dünyadaki kuruluşu ise 1996’ya dayanıyor. İçinde bulunduğu ülkelerde girişimcilik ekosistemini katalize etmeyi hedefleyen, küresel bir girişimcilik hareketi yaratmaya çalışan bir organizasyon. Şu anda 25 ülkede faaliyet gösteriyor Endeavor.

Girişimciliğin zor koşullarda ortaya çıktığına dayalı da bir felsefemiz var, bu yüzden ilk ofisler Latin Amerika’da başlayarak gelişmekte olan ülkelerde hızla açılıyor. MENA bölgesinde neredeyse her ülkede, Avrupa’da Yunanistan, İtalya, İspanya, Bulgaristan’da ofislerimiz açıldı, ayrıca Güney Doğu Asya’da faaliyet gösteriyoruz.

Endeavor’un tezlerinden bir tanesi gelişmekte olan ülkelerde girişimciler için engellerin sadece finansal kaynak eksikliğinden değil, ayrıca rol model eksikliğinden ve networklere olan erişimin zorluğundan kaynaklandığı.

Yani çok kolay biçimde finansman eksikliği diyoruz çoğu zaman ama sorunun kökü daha önce başlıyor. Herhangi bir kişinin girişimci olmayı düşünmesi için bile hikayesinden ilham alacağı bir rol modelinin olması gerekiyor. Biz de Endeavor olarak içinde bulunduğumuz ülkelerde potansiyeli en yüksek olan girişimcileri tespit ederek, onların girişimleri katkıda bulunabilecek rol modellerle bir araya getirmeye çalışıyoruz.

Bizim inancımız, bizim hipotezimiz bu rol modeller sadece potansiyel girişimcilere ilham vererek değil aynı zamanda mentor olarak, birebir yardımcı olarak ve başarılı oldukça da yatırımcı olarak ekosistemi beslemeye devam edecekler. Türkiye’de 2006’dan beri yaptığımız çalışmaların meyvelerini almaya başladık. İlk Endeavor girişimcileri artık ekosistemin en büyük oyuncuları ve en büyük destekçileri.

Biz de girişimcilerle yaptığımız birebir çalışmalarda hem yerel hem uluslararası mentor ağımızı devreye sokuyoruz. Girişimcilere hedeflerini gerçekleştirmelerine destek olacak çeşitli programlar sağlamaya çalışıyoruz. Girişimcilerimizi yatırımcı, girişimci, üst düzey yöneticilerden oluşan yerel ve uluslararası bir mentor ağı ile bir araya getiriyoruz.. Hedefimiz girişimcilerimizin kritik karar dönemlerinde yardım alabilecekleri kişilerle bir araya gelebilecekleri bir ortam yaratmak.

Ayrıca, iş geliştirme ve networking kapsamında tüm Endeavor Ağı’na yönelik atölyeler, paneller ve buluşmalar düzenliyoruz. Bu etkinliklerle girişimcilerimizi somut örneklerle bir araya getiriyor ve anlamlı deneyimler oluşturabiliyoruz. Özetle, Endeavor Türkiye olarak kaynak geliştirme, danışmanlık, finans, hukuk vb. konularda girişimcilerimize her açıdan destek olmaya çabalıyoruz

 

Kimleri Endeavor’a başvurmaya davet ediyorsunuz? Nasıl bir seçim süreciniz var?

Öncelikle belirtmek isterim ki biz her sektördeki girişimlerle ilgileniyoruz. Yani birçok yatırımcı gibi sadece teknoloji sektörü değil bütün sektörlerle ilgileniyoruz. Bizim için önemli olan girişimcinin yüksek büyüme potansiyeli olması ve inovatif bir yönünün olması. Aşama olarak fikir aşaması değil, fikir aşamasını geçmiş, iş modelinin birazcık test edilmeye başladığı, “product market fit” bulma tarafını kısmen de olsa ilerletmiş girişimcilerle çalışıyoruz. Yani büyüme aşamasında yalnız kalan girişimcilere destek veriyoruz çünkü bu aşamadaki girişimcilerin yalnız kaldığını düşünüyoruz.

Türkiye’de girişimci ekosisteminde verilen desteklere baktığınızda, fikir aşamasında çeşitli yarışmalarla verilen destekler almaktan, üniversitelerin kuluçka merkezlerine girmekten, büyük çapta fonlardan destek almaya kadar gidebiliyor. Biz aşama olarak baktığınızda üniversitedeki kuluçka merkezlerinden mezun olmuş, ilk melek yatırımını almış ve büyüme yolunda ilerlemeye başlamış, girişimlerle ilgileniyoruz diyebiliriz.

Girişimi değerlendirirken de iş modeli kadar girişimci de çok önemli. Bunlara bir bütün olarak bakıyoruz çünkü bizim için sadece gelir modeli yaratma potansiyeli olan bir girişimi desteklemek değil, rol model olabilecek bir girişimciyi belirlemek de önemli…

 

Türkiye’de girişimcilik ekosistemi nasıl ilerliyor? Hangi tip girişimciler ve yatırımcılar öne çıkıyor?

2006-2007 senelerinde Endeavor Türkiye’de çalışmaya başladığında çok fazla oyuncu yoktu. Son 8-9 senelik bir dönemde girişimci ekosisteminde çok fazla gelişme oldu. Özellikle internet girişimlerin ortaya çıkması ve bunun kültürel olarak da heyecan verici hale dönmesi 2008’de başladı.

2010 senesinde alışveriş siteleri ve grup alışveriş sitelerinin ortaya çıkışıyla çok fazla internet girişimi görmeye başladık. Burada inovasyon açısından gerilerde kalınsa da sayısal açıdan çok ciddi bir yükseliş oldu. O zaman başlayan girişimcilerin birçoğu o dönemde başarılı olmasa da yeni girişimlerle yollarına devam ettiler.

Şimdi o döneme göre çok daha inovatif girişimler görüyoruz. Girişimci ekiplerinin çok daha donanımlı. Bunun nedeni bugün yeni girişimcilerin hem öğrenmek için daha çok fırsatının olması hem de kurumsal kariyerlerini bırakıp, kendi girişimlerini kurmaya yönelen daha çok girişimci olması.

İşin yatırımcı yönündeyse melek yatırımcı networklerinin çok geliştiğini görüyoruz. Girişim Sermayesi Fonları her ne kadar henüz az olsa da artmaya devam ediyor ve gerçekten çok başarılı çok donanımlı insanlar tarafından kuruluyorlar.

Bu anlattıklarımı bazı rakamlarla da destekleyebilirim. Örneğin Startups Watch Raporu’na göre 2015’in ilk yarısında girişimler 32 milyon $’dan fazla yatırım almış.

Yatırım alan girişimlerin tiplerine baktığımız zaman SaaS ve Nesnelerin İnternet’inin çok öne çıktığını görüyoruz. Bunların hepsinin içinde bir yenilik bir inovatif yön var tabi…

Yemeksepeti’nin 600 milyon $’lık exiti gibi hikayeler sektöre çok ilham ve gaz veren şeyler. Ne kadar yeni gelişme olursa o kadar insan heyecanlanıyor. Hem yatırımcıların Türkiye’ye olan güveni artıyor hem de girişimcilerin cesareti pekişiyor.

Yemeksepeti Türkiye için birkaç tane önemli şey yaptı. Bir inovatif bir girişimi interneti yeni yeni ortaya çıktığı bir dönemde piyasaya sürüp, onun adım adım büyümesini sağladılar ve sonuçta inanılmaz bir değere ulaştılar. İkincisi sadece bir değer yaratmakla kalmayıp bu değeri çalışanlarıyla da paylaştılar.

Bunlar hep hepimizin imrenerek baktığı Silikon Vadesi değerleri. “İnsanlar niye startup’larda çalışmak istesinler?” tabi kendileri de çok şey öğreniyorlar ama ayrıca orada yaratılan başarının bir parçası olabileceklerini düşünüyorlar. Bunun bir örneğini de Yemeksepeti’nde gördük.

Şu an ben biliyorum ki birçok yeni kurulan Startup’ta hisse opsiyonları gibi çeşitli programlarla bunu yaratmak istiyor. Fakat çalışanlar bunun gerçek hayatta nasıl olabileceğini hayal edemedikleri için hala herkes maaşına bakıyor.

Ama Yemeksepeti örneğini görünce insanlar, inovatif işlerde çalışmanın değerini daha fazla görmeye başlayacaklar. Böylece donanımlı insanları startup dünyasında yönteci pozisyonlarda görmeye başlayacağız. Bu açıdan yaşananlar bizi çok heyecanlandırıyor.

 

Türkiye’de girişimcilerde gözlemlediğiniz pozitif ve negatif eğilimler neler?

Aslında bu noktada da çok fazla değişim var. Çünkü bu bir kültür meselesi ve kültür değişen bir şey. O yüzden girişimcilik kültürü ve bu kültürün içerisindeki kabul gören ve teşvik edilen davranışlar gittikçe kemikleşiyor. Eskisine göre çok daha fazla evrensel girişimci değerleri ile hareket eden bir ekosisteme doğru gittiğimizi düşünüyorum.

Pozitif olarak herkesin dediği bazı şeyler var malum: belirsizlik ve zorluklar karşısında yılmayan, dirençli bir yönümüz var. Pratik zekalılık kesinlikle rastladığımız bir konu. Az kaynakla çok şey başarma konusunda da başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz.

Diğer yandan çok insanın şirket kurma deneyimi yok. Pek çok insan için bu bir ilk deneyim. Etrafımızda da çok fazla deneyimli insan yok. Bu noktada takım kurmakla ilişkili, patronluktan girişimci kafasına geçip, beraber karar alma konusunda alınması gereken yolumuz var. Girişimcilerin her aşamada geribildirime çok açık olmaları gerekiyor, özellikle yatırım aldıktan sonra sağlıklı bir yatırımcı – girişimci ilişkisi sürdürmenin en önemli faktörlerinden biri bu.

Bunun dışında güven sorunları var. Girişimcilerde kuşkuculuk ve güvensizlik oldukça yaygın. İş fikri ile ilgili kaygılar, yatırım sürecinde yatırımcıya dair duyulan kaygılar gibi… Karşıdaki insanın niyetinden emin olamamak, “Kazıklanıyor muyum?” diye düşünmek, “Fikrim çalınır mı?” korkusu. Gerçi bu konu hakkında da geçmişe oranla epey yol aldığımızı düşünüyorum.

İnsanlar artık çok daha açıklar. Herkes ekosistemin ne kadar küçük olduğunun farkında ve amiyane tabirle “siz birini kazıklarsanız” bunun duyulmama imkanı yok. Sonunda kaybeden hatalı hareketi yapan oluyor.

 

Peki, sizi girişim dünyasında çalışmaya iten ne oldu?

Ben üniversite eğitimimi ve yüksek lisansımı Amerika’da yaptım ve aslında danışmanlık sektöründe çalışıyordum. Türkiye’ye döndüğümde de bir danışmanlık şirketinde çalışmaya devam ettim. Bu dönemde Endeavor yeni kurulmuştu. Birkaç arkadaşım da Endeavor’da çalışıyordu. Aslında tamamen rastlantı oldu. benim çalışma alanım daha çok organizasyon verimliliği üstüne. Endeovor’daki arkadaşlarım bu perspektifin onlar için de faydalı olabileceğini düşündü. Böylece Endeavor’un kurucusu Didem’le tanıştım ve o zamandan beri Endeavor’dayım.

 

Bu süreç içinde sizi etkileyen girişimci hikayeleri neler oldu?

Tabi öncelikle Yemeksepeti… Nevzat, melih senelerce yakın çalıştık ekiple. Onların yaşadıkları başarı ve geldikleri yer ayrıca mentor ve yatırımcı olarak ekosisteme verdikleri destek bizi her zaman inanılmaz etkiledi. Onun dışında şu an büyüme aşamasında olan çok fazla girişim var, yakın dönemde güzel hikayeler duyacağımıza eminiz.

 

Girişimcilik haber ve röportajlarımızı kaçırmamak için bloga abone olun:

Henüz Paraşüt abonesi değilseniz, aşağıdaki butona tıklayarak 14 gün ücretsiz deneyebilirsiniz.

Ücretsiz Deneyin
İnternet sitemizde yer alan içerikler genel bilgilendirme amaçlıdır ve tavsiye niteliği taşımamaktadır. Konu hakkında kişiselleştirilmiş tavsiyeler için bir uzmana danışmanız gerekmektedir. Sunulan bilgilerin doğruluğu, eksiksizliği ve güncelliği tarafımızca garanti edilmemektedir. Mikrogrup, bu bilgilerin kullanımı sonucunda doğabilecek herhangi bir zarardan sorumlu tutulamaz.

Detaylı yasal uyarılar için lütfen buraya tıklayınız.

İlgili İçerikler

Yeni Bloglardan Haberdar Ol

Paraşüt e-bültene abone olun. Bu sayede yeni içerikleri kaçırmayın.
Sizi haberdar edelim.

Blog bülten aboneliği kapsamında işlenecek kişisel verileriniz ile ilgili detaylı bilgiye Aydınlatma Metnini okudum.

Tarafıma blog bültenlerinin gönderilebilmesi için Açık Rıza Metni kapsamında, e-posta adresimin yurt dışına aktarılmasına onay veriyorum.

Ticari elektronik ileti gönderimi için Açık Rıza Metni kapsamında, e-posta adresimin yurt dışına aktarılmasına onay veriyorum.

Paraşüt ön muhasebe kampanyası

Yüzleri güldüren fırsatlar Paraşüt’te, ön muhasebe ve e-fatura çözümleri tek adreste!

e-Faturaya uygun fiyatlı e-kontör avantajı ve hesaplı çözümler ile geçin.